fırlak

fırlak
s. 突出的, 鼓出的: Uzun boylu, gırtlağı fırlak bir garson, öğle yemeğı için masaları hazırlıyor. 一个喉头突出的大个子服务员正在准备午餐。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • fırlak — sf., ğı Dışarı doğru fırlamış, çıkmış, çıkık Alt dudağını bıyığının içine geçirmiş, gözleri fırlak, sanki bir timsaha bakıyordu.. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • elmacık kemiği — is., anat. Yüzün yanakla göz arasında bulunan, az çok çıkıntılı bölümü Badik Ahmet in elmacık kemikleri, fırlak, tombul yanakları kıpkırmızı oldu. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hiddetlenmek — nsz Kızmak, öfkelenmek Hiddetlendi. Fırlak ve al yanakları titremeye başladı. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • lokma gözlü — sf. Fırlak, patlak gözlü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • DOMANİÇ — Kambur. Tümsekli, fırlak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”